Metabolik Sendrom

Metabolik sendrom, ortak genetik ve çevresel ortamlarda gelişen, bel çevresi kalınlığı, yüksek tansiyon, kan yağlarında kalitatif ve kantitatif bozukluk, kan şekeri yüksekliği ile karakterize bir kardiyometabolik risk faktörleri demetidir. Toplumun yaşlanması, fiziksel inaktivite ve santral obezite prevalansında artış ile birlikte metabolik sendromun prevalansı artmaktadır.

Metabolik sendrom, aterosklerotik hastalıklar ve tip 2 diyabetin en önemli ve en sık görülen nedenleri arasında yer alır.

METABOLİK SENDROM TANI KRİTERLERİ:

·         Abdominal obezite: bel çevresi erkeklerde >94 (veya >102) cm, kadınlarda >80 (veya >88) cm
·         Trigliserid yüksekliği (≥150 mg/dl)
·         Düşük HDL kolesterol; < 40 mg/dl (erkek) , <50 mg/dl (kadın)
·          Hipertansiyon (≥135/80 mmHg) veya antihipertansif tedavi altında olmak
·         Kan şekeri yüksekliği (açlık plazma glukozu ≥100 mg/dl)

Bu kriterlerden herhangi üçünün bir kişide bulunması metabolik sendrom olarak kabul edilir.

METABOLİK SENDROMDA SAPTANAN BULGULAR:

·       Abdominal Obezite
·        Dislipidemi:
.      Hipertrigliseridemi
.      Düşük HDL kolesterol
.       Artmış LDL kolesterol
.         Postprandiyal lipemi
·         Bozulmuş açlık glukozu
·         Tip 2 diyabet
·         Hipertansiyon
·         Mikroalbuminüri
·         Hiperürisemi ve gut
·         Kronik inflamasyon bulguları
·         Karaciğer yağlanması
·         Polikistik over senromu
·         Artmış sempatik aktivite

METABOLİK SENDROMDA TEDAVİ:

Genetik özellik yanında, çevresel faktörlerin etkisi ile ortaya çıkan bir hastalık olan metabolik sendromda öncelikli yaklaşım, yaşam tarzının düzenlenmesi olmalıdır. Amaç diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların önlenmesidir. Uygun bir beslenme ve egzersiz programı ile sağlanan kilo kaybı, metabolik sendromda gözlenen tüm bozuklukları düzeltici yönde etki sağlar. Bu yaklaşımla, genel ve kardiyovasküler mortalitenin azaltılabileceği gösterilmiştir.

Metabolik sendromlu hastaların sigara ve alkol kullanmalarının kardiyovasküler, metabolik ve hepatik komplikasyonları artıracağı aşikardır. Bu nedenle, yaşam tarzı değişiklikleri anlatılırken sigara ve alkol konusu da önemle vurgulanmalıdır.

Yaşam tarzı değişikliklerinin yetersiz kaldığı durumlarda farmakolojik tedavi gerekmektedir.. Ancak, hiperglisemisi olmayan bireylerde yalnızca insülin direncini azaltmak amacıyla farmakolojik tedavi henüz önerilmemektedir.

Metabolik sendromlu hastalarda antihipertansif ilaçların kan basıncına etkileri yanında metabolik parametrelere etkileri de dikkate alınmalıdır. Antihipertansif tedavinin kan basıncını kontrol etmesi, hedef organ hasarını önleyebilmesi, metabolik parametreleri olumlu etkilemesi veya en azından olumsuz etkilememesi beklenir.

Yorumlar (0)

Yorum Yazın

Whatsapp Yaz!
Tıkla Ara!